Stellantis’in çığır açan IBIS Teknolojisi: Elektrikli araçlarda yeni bir dönem!

Elektrikli araçların geleceği, Stellantis’in geliştirdiği Akıllı Entegre Batarya Sistemi (IBIS) teknolojisiyle yeniden şekilleniyor! Dünyanın en büyük mobilite şirketlerinden biri olan Stellantis, TotalEnergies iştiraki Saft ile iş birliği yaparak tasarladığı bu yenilikçi sistemle, enerji depolama ve elektrik dönüşümünde çığır açmaya hazırlanıyor. Gerçek sürüş koşullarında testlerine başlayan IBIS teknolojisiyle donatılmış ilk prototip araç, sektörün geleceğine dair umut verici bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Peki, IBIS teknolojisi nedir ve neden bu kadar önemli?

IBIS Teknolojisi Nedir?

IBIS, elektrikli araçların güç aktarma sistemini yeniden tanımlayan bir teknoloji. Geleneksel elektrikli araçlarda kullanılan ayrı şarj cihazı ve invertör bileşenlerine olan ihtiyacı ortadan kaldırarak bataryayı daha akıllı bir hale getiriyor. Bu entegrasyon sayesinde, hem alternatif akım (AC) hem de doğru akım (DC) desteklenerek enerji doğrudan motora veya şebekeye aktarılabiliyor. Aynı zamanda aracın 12V’luk yardımcı sistemlerine de güç sağlıyor. Bu yenilik, elektrikli araçlarda verimlilikten tasarrufa, performanstan bakım kolaylığına kadar birçok avantaj sunuyor.

IBIS Gorsel 2

IBIS Teknolojisiyle Donatılan İlk Prototip

Stellantis’in IBIS teknolojisini taşıyan ilk tam fonksiyonel batarya elektrikli araç (BEV), yeni Peugeot E-3008 oldu. STLA Medium platformu üzerinde geliştirilen bu prototip, yıllara dayalı tasarım, modelleme ve simülasyon çalışmalarının bir ürünü olarak ortaya çıktı. IBIS teknolojisinin sabit enerji uygulamalarındaki başarısının ardından mobil bir prototipe geçiş, sistemin gelişiminde önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.

Peugeot E 3008

IBIS Teknolojisinin Avantajları

IBIS teknolojisi, elektrikli araçlarda birçok alanda iyileştirme sağlıyor. İşte bu yenilikçi sistemin sunduğu başlıca faydalar:

1. Verimlilik ve Performans
Aynı batarya boyutuyla %10’a kadar enerji verimliliği artışı sağlıyor. Ayrıca %15 güç kazanımı ile (150 kW’a karşı 172 kW) daha yüksek performans sunuyor.

2. Ağırlık ve Alan Tasarrufu
Araç ağırlığını yaklaşık 40 kg azaltıyor ve 17 litreye kadar hacim kazandırıyor. Bu, daha iyi aerodinamik ve tasarım esnekliği anlamına geliyor.

3. Daha Hızlı Şarj
Şarj süresinde %15’e varan azalma sağlıyor. Örneğin, 7 kW AC şarj cihazında şarj süresi 7 saatten 6 saate düşüyor. Ayrıca %10 enerji tasarrufu sunuyor.

4. Basitleştirilmiş Bakım
Batarya bakım süreçlerini sadeleştiriyor ve ikinci kullanım potansiyelini artırıyor. Hem otomotiv hem de sabit enerji uygulamalarında bataryaların yeniden kullanımını kolaylaştırıyor.

Daha Erişilebilir Elektrikli Araçlar İçin Büyük Bir Adım

Stellantis Mühendislik ve Teknoloji Direktörü Ned Curic, IBIS’in elektrikli güç aktarma organlarının mimarisini sadeleştirerek sistemi daha hafif, verimli ve maliyet etkin hale getirdiğini belirtiyor. Bu yenilik sayesinde müşterilere daha erişilebilir ve daha iyi elektrikli araçlar sunulması hedefleniyor. Saft Enerji Depolama Sistemleri İcra Başkan Yardımcısı Hervé Amossé ise IBIS teknolojisinin sürdürülebilir enerji çözümlerinin yeni çağını başlatacağını ifade ediyor.

IBIS Teknolojisinin Geleceği

Projenin ikinci aşaması, Fransa 2030 programı kapsamında Fransız Hükümeti’nin desteğiyle Haziran 2025’te başladı. Bu aşamada odak noktası, gerçek yol testleriyle IBIS teknolojisinin performansını daha geniş ölçekte doğrulamak olacak. Stellantis, bu teknolojiyi on yılın sonuna kadar üretim araçlarına entegre etmeyi hedefliyor. Ayrıca IBIS mimarisi; demiryolu, havacılık, denizcilik ve veri merkezleri gibi birçok farklı sektörde de kullanılma potansiyeline sahip.