Son yıllarda Türkiye’de araç kiralama sektörü, maliyet artışlarına karşı direnç gösteren fiyat politikalarıyla dikkat çekiyor. 2024–2025 dönemine ilişkin yapılan analizler, sektörün tüketici lehine bir tablo sunduğunu ancak bu durumun sürdürülebilirlik açısından ciddi riskler barındırdığını ortaya koyuyor. LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik’in açıklamaları ve sektörel raporlar, bu dinamiklerin hem tüketici hem de sektör üzerindeki etkilerini net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Araç Kiralama Fiyatları Düşük Seyrediyor
Türkiye’de son bir yıl içerisinde genel enflasyon oranı %38’e yaklaşırken, araç sahipliği ile ilgili maliyetlerde %50’ye varan artışlar yaşandı. Sigorta, bakım, işçilik ve finansman gibi önemli maliyet kalemlerinde ciddi yükselişler görülmesine rağmen, araç kiralama fiyatlarının yalnızca %20 seviyesinde artış göstermesi dikkat çekici. Bu durum, tüketiciler için cazip bir fırsat yaratırken, araç kiralama şirketlerini kârlılık baskısı ve operasyonel sürdürülebilirlik riski ile karşı karşıya bırakıyor.
LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları ifade ediyor:
“Araç kiralama ücretlerinin bu denli düşük artması tüketici için avantajlı bir tablo sunsa da sektör firmaları için ciddi bir maliyet baskısı oluşturuyor. Bakım, sigorta, işçilik ve finansman maliyetleri %50’nin üzerinde artarken fiyatları %20 bandında tutmak, uzun vadede sürdürülebilir değil.”
Araç Kiralamak Daha Mantıklı Hale Geldi
LenaCars’ın yayınladığı kapsamlı araştırma raporu, bireysel ve kurumsal müşteriler için araç kiralamanın artık daha ekonomik bir seçenek haline geldiğini gösteriyor. Sıfır kilometre araç fiyatlarında %30 civarında artış yaşanırken, ikinci el araç fiyatlarında reel olarak %20’ye yakın bir düşüş kaydedildi. Bu tablo, araç sahibi olmanın maliyetlerini artırırken, kiralama seçeneğini daha cazip hale getiriyor.
Nazik’e göre, bu değişim tüketici davranışlarını da etkiliyor:
“Tüketiciler, yüksek sahip olma maliyetleri yerine kiralamayı tercih ederek hem ekonomik hem de operasyonel avantajlardan faydalanıyor. Ancak sektörün sürdürülebilirliği açısından bu durumun uzun vadede değişmesi kaçınılmaz.”
Katlanan Maliyetler ve Düşük Kârlılık
Araç kiralama şirketleri, son dönemde sigorta primlerindeki %80’lik artış, bakım ve parça maliyetlerindeki %70’e varan yükseliş, işçilik giderlerindeki %50’lik artış ve taşıt kredilerindeki %45’lik faiz yüküyle karşı karşıya kaldı. Bu maliyet baskısına rağmen kiralama fiyatlarının düşük tutulması, sektörün kârlılığını ciddi biçimde zorluyor.
Selçuk Nazik bu konuda şu uyarıda bulunuyor:
“Kısa vadede tüketici lehine olan bu durum, sektör oyuncularının fiyatlamada daha gerçekçi adımlar atmasını zorunlu hale getiriyor. Araç parkını yenilemek isteyen firmalar hem yüksek araç fiyatlarıyla hem de finansman zorluklarıyla mücadele ediyor. Bu şartlarda maliyet-fiyat dengesinin yeniden kurulması gerekiyor.”
Araç Yerine Finansal Araçlar Tercih Ediliyor
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise yatırım getirileri oldu. Aynı dönemde altın %68, döviz %26, mevduat faizleri ise ortalama %35 getiri sağlarken, araç yatırımı yapan firmalar aynı düzeyde kazanç elde edemedi. Bu durum, sermayenin araç yatırımlarından finansal araçlara kaymasına neden oluyor.
Nazik’in bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle:
“Araç yatırımları, finansal araçlara kıyasla daha düşük getiri sağlıyor. Bu da sektördeki sermaye akışını etkileyerek şirketlerin büyüme potansiyelini sınırlıyor.”
Fiyat Artışları Kaçınılmaz mı?
Araç kiralama ücretlerinin düşük seyretmesi şu an tüketiciler için avantajlı bir tablo sunuyor. Ancak sektörün sürdürülebilirliği açısından fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor. Selçuk Nazik bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Kiralama ücretlerinin düşük kalması tüketiciler için şu an bir avantaj. Ancak sektörün sürdürülebilirliği açısından önümüzdeki dönemde daha rasyonel fiyat artışları görebiliriz. Tüketiciler bu dönemi fırsata çevirmek adına kısa vadede kiralamaya yönelmekte haklı.”
